Eskişehir – Üryan Baba

Sevgili seyahat severler,
Bugün sizlerle bir Anadolu Erenini, Üryan baba olarak bilinen Ahmet Üryanüddin Erdebili hazretlerinin türbesini ziyaret edelim.
Türbe Sivrihisar’dan Seyitgazi istikametine giderken Seyitgazi’ye 5 km. kala Yazıdere Köyü içerisindedir.
Köye yaklaştığımızda yüksek bir enerji manevi bir hava hissederiz.  
AHMET ÜRYAN BABA Erdebil’den gelmiş Anadolu erenlerindendir.
Ahmet Üryan Baba Sultan Şucâ’eddîn’in halifesidir. Kaynaklar kendisinin yarı çıplak duran bir kalendiri şeyhi olduğundan bahseder.

Baba unvanı Anadolu’nun Selçuklular tarafından fethinden sonra Anadolu’ya gelen dervişlere ve tasavvuf önderlerine halk tarafından verilir.
Türkmenler bu dervişlere BAB, BABA, ATA, DEDE, ABDAL gibi unvanlar da vermişlerdir.
Anadoluya gelen Türkmenler eski (KAMLAR – OZANLAR)  ile eş değerde göreceğimiz BABALAR vasıtası ile medreselerde anlatılan ve mutlaka kurallara göre yaşanması gereken İslam anlayışının dışında daha basit daha sade anlaşılabilecek bir İslam  yaşama biçimi yayarlar. Böylece  insanlara daha kolay yaşanabilen bir İslam’ı gösteren halk tasavvufunun temelleri atarlar. Bu hareket toplum Türkmen topluluklar tarafından ve İslam’a yeni girenler tarafından benimsenir ve hızla yayılır.
 Halk içerisinde fakihlerden çok babalar rağbet görürdü. Onun için pek çok Osmanlı sultanı başlarda BABALAR ile çok iyi ilişkiler kurmuşlar ve onların desteğini almışlardır.

Ahmet Üryan Baba bir kalenderi dervişi idi. Kalenderilerin özellikleri nedir diye soracak olursak şöyle bir cevap buluruz. :
Kalenderiler Dünyayı ve dünyevi değerleri hiç umursamazlar. Toplum tarafından mutlaka uyulması gereken kurallara, geleneklere ve hatta inançlara karşı çıkarlar… Günlük hayatta herkesin yaşadıkları gibi, herkesin inandıkları gibi değil, kendilerinin basite indirgedikleri şekilde davranırlar. Lüks, şatafat ve servetten uzaktırlar. Genelde çıplak sayılacak kadar az giysi giyerler.
Kalenderiler Müslümandırlar. Sadece farz namazlarını kılarlar. Başkalarının ne dediği önemli değildir.
Sahip olduklarının ihtiyaç fazlasını dağıtırlar, yarına bir birikimleri olmaz, çünkü yarın yaşayıp yaşayamayacaklarını bilmezler.
Ziyaret esnasında Ahmet Üryan Baba hakkında daha derin sohbet ederiz. Şimdi Ahmet Üryan Baba ve zaviyesi hakkında konuşalım.
Ahmet Üryan Babanın kesin doğum ve ölüm tarihi bilinmemektedir. 1. Murat, Yıldırım Bayezid, 1. Mehmet ve 2. Murat dönemlerinde yaşar. Tahminen Ahmet Üryan baba 1380-1450 yılları arasında yaşar. Tabii ki bu sadece bir tahmindir. Türbesi ise ölümünden çok sonra yapılmıştır.
Üryan Baba Sultan Şuca’ya tabidir.
Müritler üryan Şucailer diye de tanınırlar.
Tekkeye/zaviyeye gelenler genelde Kalenderiler (Abdallar)dan oluşur.
Adından da anlaşılacağı üzere göbek ve diz arası çıplak gezdiği için Üryan Baba denmiştir.
Çıplak gezmesi vücudunu sergilemek amacıyla değil, zorunlu giyinmenin dışında mal sahibi olmak istememesindendir.
Kıyamet gününde sorumlu olacağı bir mala sahip olmak istemez.
Dergah müdavimleri ellerinde olanın hepsini sadaka olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtırlar.
Ahmet Üryan Baba’nın sağlığında burada sadece kerpiçten yapılmış bir tekke vardır. Tekke’ye gelenler tekkenin arazisinde çalışırlar. Hasat edilen tahıl dergâhta kullanılır, fazlası da ihtiyaç sahiplerine dağıtılır.


Üryan baba ölünce buradaki Tekke/Zaviye bahçesine gömülür. Günümüzdeki türbe Ahmet Üryan babanın ölümünden yaklaşık 50 – 60 yıl sonra 2 Bayezid döneminde 1511 yılında yapılmaya başlanır ve Yavuz Sultan Selim döneminde 1517 yılında tamamlanır. O zaman burada çok daha büyük yapılar topluluğu vardır. Ama günümüze sadece türbe ve imaret gelebilmiştir. Şu anki yapı da yakın zamanda aslına uygun veya yakın olarak yeniden restore edilmiştir. Aslında Türbe Ahmet Üryan Baba’nın felsefesi ile tezat oluşturmaktadır. Keşke Dede Sultan’da olduğu gibi üzeri açık bir mezar olsa idi… İmaret, matbah, tekke/zaviye kısımları yapılsa da sadece türbe kısmı mezarlıkta kalsa idi o zaman kalenderilik felsefesi ile uyum sağlamış olurdu…  Şu anda gördüğümüz yapılar topluluğunun alanının 3 veya 4 kat daha büyük bir alanda hizmet veren bir tekke/zaviye hayal edebiliriz…
Yakında  Seyitgazi ve Şücaeddin Veli hazretleri hakkında da paylaşımlar hazırlamaya çalışacağım…
Buraya kadar gelmişken mutlaka Seyitgazi ve Şücaeddin Veli ziyaretleri de yapılmalı….
Herkese saygılar selamlar…