Genel Bilgi ve Tarih

Kars Hakkında genel bilgiler

En doğudaki ilimiz Kars aynı zamanda ülkemizin en soğuk illerinden de birisidir.
Kars ilimiz ve çevresinin (arkeolojik kazılar ve araştırmaların ışığında) Paleolitik, Mezolitik, Neolitik, Kalkolitik ve erken bronz çağlarından beri hep iskan edildiği bilgisine ulaşırız.
Kars adı: Bu konuda pek çok spekülasyon var. Biz şehrin ismini Türkleştirmek istiyoruz, Gürcüler de Gürcüleştirilmek istiyorlar. Ben burada her iki bakış açısını da aldım….
* Kentin adı Karsaklardan gelir. Karsaklar MÖ. 130’lu yıllarda Kafkasya’dan bölgeye gelen eski Bulgar Türklerinin Valantur aşiretinin bir oymağının adıdır.  İlk yerleşim Karsaklar tarafından yapılır ve kente Kent adını karsaklardan alır.
* Kaşgarlı Mahmut Divan ü lügat it Türk adlı eserinde KARS sözcüğünün “deve ya da koyun tüyünden yapılan dokuma, giysi” anlamına geldiğini yazar.
Böylece Türkiye’deki en eski Türkçe şehir adı Kars olmaktadır. (Kaynak: Prof. Dr. Bilge Umar, Türkiye’deki tarihsel adlar. Sayfa 395 İnkilap Kitabevi 1993 ISBN: 975-10-0539-6
* Başka bir görüşe göre de Kars ismini Hititlerden alır ve şehrin ismi Karsa olarak anılır. Karsa Hitit dilinde kutlu güzel akarsu anlamına gelir. Biraz da manevi anlam katılmış hali ise Kuwarsa olarak söylenir. Kuwa’nın, ana tanrıçanın akar suyu anlamına gelir.
* Başka bir görüşe göre de kentin adı Gürcüce “kapı kenti” anlamına gelen “Karis Kalaki”den gelmektedir (Kaynak: İl İl Büyük Türkiye Ansiklopedisi Kars maddesi, 1991)
*********
Dünden bugüne Kars:
Arkeolojik kazılar yörede neolitik dönemden beri yerleşimlerin olduğunu gösterir. Ururtular (Kafkas halkları) ile başlayan sistemli ve köklü devlet yönetimlerini İskitler (Saka Türkleri), Kimmerler (Kafkas halkları), Persler (İran/Fars), Arsaklılar(Türk-Fars), Romalılar (Latin), Sasaniler (İran/Fars), Emeviler (Arap), Abbasiler (Arap), Bizans (Latin/Grek), Bağratlılar (Ermeni), Selçuklular (Türk), İlhanlılar (Moğol/Türk), Karakoyunlular (Türk), Akkoyunlular (Türk), Osmanlılar (Türk) ve Türkiye Cumhuriyeti olarak sıralayabiliriz.  Bir de geçici süre işgalci konumunda bölgeye gelip, tutunamayan ve giden istilacı devletlerin yönetimleri vardır. Bunları Moğollar, Gürcüler ve Ruslar olarak sıralayabiliriz.
Pek çok dilin konuşulduğu, pek çok kavimlerin egemen olduğu bölgede bugün sadece Türkler ve Kürtler yaşamakta. Arpaçay köylerinden birkaçında da çok az sayıda Molakan aile mevcuttur.
Bölgede yerleşim yerlerinin ortalama rakımı 1700 metre üzerindedir. Kışlar bölgede uzun sürdüğünden dolayı yaylalarda, platolarda eriyen kar sularının beslediği bol bol otlak ve çayırlık meralar vardır. Bu da hayvancılığın gelişmesinde önemli bir yer tutar.
Halkın geçim kaynağı çoğunlukla hayvancılıktır. Hayvan üretiminde büyük ve küçük baş hayvancılığın yanı sıra Kaz yetiştiriciliği de önemli bir yer tutmaktadır.  Tarım ürünleri iklimden dolayı sınırlıdır. Tarımsal ürünlerde Tahıl üretimi ilk sıradadır. Patates ve Pancar üretimi vardır. Meyve ve sebze üretimi ise azdır. Elma, Ceviz ve Kayısı en çok üretilen meyvelerdir.
Hayvansal ürünler olarak Peynircilik ve süt endüstrisi oldukça yaygındır.
Çok az zirai ilaç kullanıldığından arıcılık da oldukça gelişmiştir. Yaylaların ve meraların genişliği, bitki çeşidinin zenginliğinden dolayı bölgeden rahatlıkla organik ballar alınabilir.
Kars Dağları:

Kars dağları ve yaylaları ile Anadolu’nun süt, peynir, bal üretim merkezlerindendir. Bölgenin önemli dağlarını da şöyle sıralayabiliriz: Allahuekber Dağları (3.120 m), Kol Dağı (3033 m), Ziyaret Dağı (2838 m), Balıklı Dağı (2808 m), Soğanlı Dağı (2808 m). . Ayrıca Kısır (3.197 m) ve Akbaba (3.026 m.)  Dağları büyük kısmı Ardahan ili sınırları içerisinde olmasına rağmen Kars coğrafyasına uzanır. Burada sadece belli başlı dağları aktardım.
Doğu Anadolu’nun en geniş platosuna sahip olan Kars ilinde irili ufaklı birçok göl bulunur. En büyüğü Çıldır olan bu mavi göller Aygır, Karzak Çenklice, Erhan, Turna, Çenekci, Kuyucuk, Çalı, Deniz ve Lavaşin’dir. Aras, Arpaçay, Kura ve Kars çayı, il sınırları içerisindeki kayda değer akarsuların başında gelir. Ormanların çok yer tutmadığı şehrin doğal bitki örtüsü bozkırdır. Ormanların büyük bir bölümü Sarıkamış ilçesine yayılan sarıçam (Pinus sylvestris) ağaçlarından oluşur. Kars coğrafyası önemli ekolojik sistemlerden sayılan plato ve dağ çayırlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu alanlarda sayısı 1250’ye yakın tohumlu bitki doğal olarak yetişir. Bu bitkilerden yüz tanesi dünyada başka hiçbir yerde yetişmeyen nadir bitki türleridir. ‘Kars’ adını taşıyan birçok bitki çeşidinden söz edebiliriz
————————————
Yakın tarihte Kars yöresinde yaşanan işgaller.
Kars ilimiz Ruslar tarafından 1828 ylında, 1853-56 yıllarında defalarca kuşatılır ve her seferinde de geri püskürtülürler.
Ama 93 harbi sonunda Kars işgal edilir ve şehir 40 yıl süren en uzun işgal yıllarını yaşar.  93 harbi diye adlandırılan 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı sonunda Osmanlı yenilir. Önce Ayastefanos (Yeşilköy) sonra Berlin Anlaşmaları imzalanır. Batum, Kars, Ardahan illeri Rusya’ya bırakılır. Rus işgali ile bölgedeki nüfus dengesi de değişir. Ruslar Kafkaslardan Rusların ve Ermenilerin Kars yöresine göçlerini teşvik eder.  20 yıl gibi bir zaman zarfında bölgeye 90.000 kişi üzerinde Ermeni, Molakan, Rus nüfus göç ederler. Gayrimüslim nüfusun Müslüman nüfusa oranı yaklaşık altıda biri iken (1/6) bu oran göçlerle eşitlenmeye çalışılmıştır.
Göçlere rağmen Müslüman ve Hıristiyan oranını eşitleyemeyince bu kez Ruslar başka bir kurnazlığa başvurarak Müslüman nüfusu önce Şii, Sünni olarak ikiye ayırırlar; sonra da bu grupları kendi aralarında Türk, Azeri, Kürt gibi etnik sınıflara ayırarak sayılarını az göstermeye çalışırlar.
22 Aralık 1914 –  4 Ocak 1915 tarihlerinde yapılan Sarıkamış harekatı askerlerimizin donarak ölmesi ile başarısızlıkla sonuçlanır ve Rusların bölgedeki hakimiyetleri daha da kuvvetlenir. Sarıkamış harekatını takip eden aylarda bölgeyi işgal eden Ruslar 40.000 üzerinde Müslümanı Osmanlının Sarıkamış harekatını alkışladıkları gerekçesi ile katlederler. Sarıkamış harekatı ile ilgili paylaşım Sarıkamış tanıtımında anlatılacak.
Rus işgali Kars ve çevresinde Bolşevik devrimine kadar devam eder. 17 Ekim 1917 Bolşevik devrimi sonrasında Ruslar tüm savaştıkları devletler ile kayıtsız şartsız barış isterler ve savaşa son vermek isterler.
2018 Ocak ayı başından itibaren Ruslar bölgeyi terk etmeye başlarlar. 3 Mart 1918 tarihinde Brest Litovsk anlaşması yapılır. Bu anlaşmaya göre Kars, Ardahan, Artvin, Batum Osmanlı Devleti’ne bırakılacaktır. Ermeniler bu anlaşmayı tanımadıklarını belirtirler ve Rusların çekildikleri bölgelerde yönetimi elde tutmak isterler. Osmanlı ordusu Kağızman, Sarıkamış istikametinden hareketle 25 Nisan 1918 tarihinde Kars’ı işgalden kurtarır.
30 Ekim Mondros Mütarekesine göre Osmanlı ordusu Kafkaslardan çekilmesi gerekiyordu. Bu durumu kabullenmeyen bölge idarecileri ve ileri gelenleri 3 ayrı hükümet kurarlar.
1. Bugünkü Gürcistan sınırları içerisinde bulunan Ahıska ve Ahılkelek çevresinde kurulan Ahıska Geçici Hükümeti,
2. Iğdır çevresinde kurulan Aras Türk Hükümeti,
3. Kars ve çevresinde kurulan Kars İslam Şurası.  Bu 3 yönetim 1 Aralık 1918 tarihinde bir araya gelirler ve Güneybatı Kafkas Geçici Hükûmeti adında bir devlet yapılanması planlanır.

Devletin adı: Cenub-ı Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi
Başkenti: Kars
Para Birimi: Lira, kuruş
Dili: Türkçe
Yönetim Şekli: Şura – Danışma (12 kişilik danışma kurulu başkanı belirler)
İlk ve son Cumhurbaşkanı: Cihangirzade İbrahim Bey
Milletvekili sayısı: 131
Kuruluş: 1 Aralık 1918
Devletin İlanı: 18 Ocak 1919
Devletin Yıkılışı: 19 Nisan 1919 İngiliz işgali sonucu
——————————————–
18 Ocak 1919 tarihinde de Güneybatı Kafkasya Cumhuriyeti’nin kurulduğunu Dünya’ya ilan ederler. Ama devlet uzun yaşamaz. Çünküüüüüüüü İngilizler Mondros ve Sevr maddelerini dayanak göstererek 19 Nisan 1919 tarihinde bölgeyi işgal ederler. Hükümetin 12 üyesini tutuklarlar ve Malta’ya sürgüne gönderirler. İngilizler bölgenin yönetimini Ermenilere bırakırlar. Tekrar Ermeni Türk savaşları başlar. Yani İngilizler en iyi bildikleri halkları biri birlerine düşürme politikalarını başarı ile uygularlar. Ermeniler ve Türkleri savaştırırlar, kendileri de keyif çatarlar. İngiliz, Fransız, Rus ve Amerikan siyasetinin en büyük iğrençliği bu işte… Hep maşa kullanırlar, halkları biri birlerine düşürürler, kendileri kenarda seyreder. Nasıl olsa birisi yener, diğeri de çok zayıf kalır, böylece bizim kölemiz olur diye düşünürler… Bunu da hep başarırlar…
Kars 30 Ekim 1920 tarihine Kadar Ermenilerin yönetiminde kaldı. Kazım Karabekir Paşa Kars’ı çok kez almak istemişse de Ankara Hükümeti Lenin Rusya’sı ile yani Sovyetler Birliği ile ilişkileri bozmak istemediğinden Kazım Karabekir Paşa’ya savaş izni verilmemiştir.  Saldıran Türk tarafı almamalı diye düşünülmüştür. Nihayet 24 Eylül 1920 yılında Ermeniler topraklarını büyütmek amacı ile saldırı başlatırlar. Kazım Karabekir’e de meclisten savaş izni çıkar. Kısa sürede Türk ordusu Sarıkamış’ı alır ve 30 Ekim tarihinde Kars’a girer. Ermeniler Sovyetlerden yardım isteseler de Lenin buna sıcak bakmaz, çünkü saldıran Ermeni tarafı olduğu için Türkiye Büyük Millet Meclisini haklı görür.  Bu doğrultuda Kazım Karabekir daha da ileri gider, işgal edilen yerleri geri almaya başlar. Ermeniler Gümrü’ye kadar çekilirler ve 6 Kasım tarihinde Ankara Hükümeti’nden barış talebinde bulunurlar. Talep kabul edilir. Böylece 3 Aralık 1920 tarihinde Gümrü Anlaşması imzalanır. Bu anlaşma sonucu Dünya’da Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetini tanıyan ilk devlet de Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti olur.
—————–
Kars Cumhuriyet hükumetleri döneminde biraz ihmal edilmiştir. Kars’a en büyük yatırımlar tarihte Saltuklular, Osmanlı Devleti ve Ruslar tarafından yapılmıştır.  Ruslar kendi şehir planını uygularken pek çok Osmanlı Eserini de maalesef tahrip etmişlerdir.  Bugün şehir merkezinde ağırlıklı olarak Rus işgali döneminde yapılan Baltık mimari tarzındaki resmi ve sivil mimari eserler görülür.
Hatta ilginç bir de siyasi anekdot veya fıkra anlatılır. Hoş olduğu için burada nakledeyim.
Süleyman Demirel şehri ziyarete gelir. Halktan ileri gelenlere “Validen, Belediye Başkanından bir şikayetiniz var mı?” diye sorar.
Verilen cevap ilginçtir. “Belediye başkanından da validen bir şikayetimiz yok. Bizim sadece Ruslardan şikayetimiz var.” diye cevap verir halkın ileri gelenleri.
Demirel merakla sorar. “Ruslardan mı? Neden?”
Halk şu cevabı verir. “Bu Ruslar buraları 40 yıl işgal ettiler. Yollar yaptılar, binalar yaptılar, kanalizasyonlar yaptılar… Sonra gittiler… Hiç düşünmezler mi, bunca yıldır bu yollara, binalara, kanalizasyonlara ne oldu diye. Gelip yolları ve altyapıyı tamir etmedikleri için şikayetimiz var.” 🙂
——————————————–
Dostlar Kars’a senelerdir giderim. Yukarıdaki anekdot o kadar gerçekçi ki, Kars’ı görenler bu hakkı teslim ederler. Maalesef sağ sol fark etmez, hangi parti başa geçerse geçsin, şehre yatırım yapılmamış. Türkiye’nin en bakımsız şehri diyebiliriz. Halk candan, samimi, misafir sever… Ama bu halka yapılan hizmet sıfır… Bu yorum siyasi bir yorum değil. Konu herhangi bir partiyi övme veya yerme değil… Nüfus az olduğundan olsa gerek, oyların Türkiye genel oylarına etkisi az olacağından mıdır  nedir, kimse gereken özeni göstermemiş… Görüşleri fark etmez, tüm partilerin ortak yanı, Kars’ın ihmal edilmesi olmuş… Hükumet partileri de olsa, muhalefet partileri de olsa bu fark etmemiş…
————————-
Bu kadar eleştiriden sonra konuyu güzel bir botanik bilgisi ile bağlayalım. Kars yöresi botanikte de adını duyurur.
Dünya çapında 5 tane bitki Kars ismi ile anılır. Google amcaya sorun, o size bu çiçekler hakkında bilgi verir. Ben buraya latince isimlerini yazıyorum. Hepsi de çok güzel çiçekler / bitkiler.
1. Allium karsianum, 2. Caucalis karsianum, 3. Festuca karsiana, 4. Lathyrus karsianus ve 5. Nonea karsensis.
Bitkilerden 3 tanesinin resmini internetten buldum. Kaynağını da altına yazdım.

—————————-

———————
Sayfayı okumaya misafir olduğunuz için teşekkür ederim.
Herkese kendi hayat felsefesine göre mutluluklar diliyorum.
Saygılar, selamlar
Rehber Muammer Çelik

* Yukarıdaki bilgiler pek çok sayıda yazı, makale, kitap taramaları sonunda ortaya çıkmıştır. Proje tamamlandığında yararlanılan tüm kaynaklar liste olarak yayınlanacaktır.
Her türlü görüşlerinize, eleştirilerinize ve önerilerinize açığım.
Telefon numaram: 0532-2643999   e-mail adresim: rehbermuammer@gmail.com

Yazıyı paylaş!