Doğu Anadolu’nun Gizemi
Sevgili seyahatseverler,
Doğu Anadolu turunda binlerce yılın üst üste, yan yana, iç içe oluşturduğu kültürlerin gizemini keşfederiz.
Tarihiyle, coğrafyasıyla, jeolojisiyle, antropolojik yapısı ile pek çok farklılığı aynı anda yaşarız.
İlk medeniyetlerden günümüze kadar yüzlerce halk topluluğunu bağrında barındırmış toprakların enerjisini hissederiz…
Erzurum‘da Selçuklu, İlhanlı, Osmanlı mimarisinin kalıntıları muhteşem.
Stresten uzak, sakin bir hayat süren Erzurum’da tarihe tanıklık etmiş olan Ulu Cami, Hatuniye Medresesi (Çifte Minareli Medrese), Yakutiye Medresesi, Lala Paşa Camisi, Erzurum Kongresi Binası önemli ziyaret noktalarımızdan. Kentin taş mağazalar olarak adlandırılan bölümünde veya yeniden dizayn edilerek güzel ve şık dükkânların oluşturulduğu küçük ticaret merkezlerine çevrilen kervansaraylarda alışveriş yapmanın zevkini yaşarız. Aras Nehri Üzerinde kurulmuş Çobandede Köprüsü durur karşımızda tüm ihtişamı ile yüzyılların yorgunluğuna rağmen…
Kars ilimizde Türkiye Ermenistan sınırını oluşturan Arpaçay kıyısında kurulu Ani şehrini gezerken Ermeni ve Selçuklu mimarisinin içiçeliğini görürüz. Bir yanda Ermeni kiliseleri diğer yanda Selçuklu cami ve kervansarayları… Hep iç içe yaşamışlar.
Ani antik kentini gezerken, tarihten yapraklar çevireceğiz. Arpaçay’ın karşı kıyısında çalışan Ermenistan’lı taş ocağı işçilerini görürsek, onlara selam veririz.
Gezimizin bir başka önemli noktası, Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı eteklerindeki Doğubeyazıt ilçemizdir. Burada yapımı nerede ise yüz yıl süren İshak Paşa Sarayı‘nı ziyaret ederiz. Hemen sarayın yakınında Ahmedi Hani Türbesi başka bir ziyaret noktamız olur. Ahmedi Hani Kürtçe olarak ilk eser yazan düşünür ve mutasavvıftır. Mevlana gibi, Yunus Emre gibi bölgede sevilen bir evliya olarak görülür. İshak Paşa Sarayı mimarisiyle, görünümüyle muhteşem. Ağrı Dağı eteklerinde fotoğraf molası veririz. Hıristiyanlıktaki ve İslami anlatımlardaki Nuh Peygamber’in gemisi hakkında sohbetler ederiz.
Van ve Van gölü havzası ise zengin tarih ve kültür mirası ile kucaklar bizleri. Urartu Krallığı’nın başkenti Tuşpa‘da (bugünkü Van Kalesi) Urartu çivi yazısı ile yazılmış kral Sardur’un kitabesini okuruz. Van’a çok yakın eski Ermeni Köyü Varakavank yeni adı ile Yukarı Bakraçlı köyünü geziyoruz. Köy halk arasında Yedi Kilise olarak biliniyor.
Çavuştepe kazı alanında ise Urartu yaşam tarzı hakkında sohbetler ederiz. Tarihte ilk kez tarıma yatırım yapmış devlet olan Urartular Van Gölü havzasında ziraat mühendisliğinin temellerini atmışlardır. Hangi ürünü nerede ne zaman ekmeliler, nasıl tarım yapmalılar, ne kadar su verilmeli, nasıl hasat yapılmalı gibi pek çok konuda sistemler oluşturulmuştur.
Akdamar Adası ve Akdamar Kilisesi ise bambaşka bir güzellik. Söylenceye göre karşı kıyıda yaşayan, bademlerin çiçek açtığı bir zamanda adadaki keşişin kızı Tamara’ya aşık olan delikanlı, kız akşamları adada ateş yaktıkça yüzerek adaya gelir ve burada buluşurlar.
Fırtınalı bir günde kötü yürekli insanlar kız ile oğlan arasındaki ilişkiyi bozmak için kıyıda ateş yakarlar. Delikanlı da Tamara beni çağırıyor diye karşıya yüzmeye başlar. Öyle ya sevgili çağırırsa, oraya gidilmeli… Bu sevginin derecesini gösterir… Fırtına, dalgalar önemli değil, sevgilinin çağrısı yanında… Delikanlı adaya ulaşamaz ve ah Tamara diye seslenir… Tamara bunu duyar, olanları anlar ve kendisini dalgalara bırakır, sevgilisine ulaşmak için. Bu olaydan sonra adanın adı Ah Tamara adası olmuş, sonra Akdamar olarak anılmış.
Tatvan ilçemize yakın olan Nemrut Krater Gölü‘nü görmeden olmaz. Nemrut çağırır bizleri kendisine… isterseniz sıcak su kaynayan gölde kaynar suya ayaklarınızı sokabilirsiniz.
Ahlat‘daki Selçuklu Mezarlığı ve Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türbeleri ve eski Ahlat gezisi Doğu Anadolu turunun olmazsa olmazları. Bitlis‘de beş minare türküsünü dinleyerek gireriz Bitlis’e. Selçuklu, Ermeni ve Osmanlı eserlerinin kucaklaştığını görürüz burada. Muş ve Bingöl kentlerimiz de kucaklar bizi kendine has kültürel mirası ile… Bingöl’ün küçük yüzen adalarında soluklanırız kısa süreliğine…
Tunceli (Dersim)’de Munzur Vadisi’nin havası ve görüntüsü bazen buruk bazen coşkulu şarkıları mırıldandırır ziyaretçilerine…
Harput Kalesi‘nden Elazığ‘ı seyretmenin güzelliğini yaşarız ve yörenin çok kültürlü tarihini dinleriz.
Keban Barajı eşlik eder Malatya’ya ulaşırken. Malatya İlk uygarulıklar ile günümüzü buluşturur tüm ihtişamı ile. Darende‘de Tohma Kanyonu kıyısında Somuncu Baba bekler bizleri çok mükemmel düzenlenmiş park alanı kıyısındaki külliyesinde…
Her ne kadar İç Anadolu içerisinde gösterilse de Sivas ilimizi Doğu’dan ayıramayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı kutlu kongreye evc sahipliği yapan Sivas ilimizde Milli Mücdeli Ruhunun rüzgarı ile birlikte Selçuklu ve Osmanlı yapıları kucaklar bizleri.
Çok kültürlülüğü içinde barındıran, hep gururla bahsedeceğimiz dostluklara ve hiçbir şekilde anlamlandıramayacağımız acılara şahit olan kenti gezerken bir yandan kurtuluşa giden yolun açılışına şahit oluruz, öte yandan da keşke olmasaydı diyeceğimiz buruklukları da hissederiz…
Şelaleleri ve doğal güzellikleri ile can Erzincan unutulmamalı tabii ki gezimiz esnasında.
Doğu Anadolu Turunu 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12 gün olarak planlayabilirsiniz.
Doğu Anadolu Bölgesi’ni hakkıyla gezmek, değişik kültürlerin oluşturduğu muhteşem birlikteliklerin farklılıklarını görüp yaşayabilmek için, tarih ile doğayı tam manası ile hissedebilmek için size 8 – 12 günlük bir tur planlamanızı öneririm. 4-5-6 günlük turlar da planlayabilirsiniz ama çok yorulursunuz…
————————–
Not: Rehberler tur organize etmezler. Organize edilmiş turlara rehberlik hizmeti verirler ve sadece verdikleri rehberlik hizmetinden sorumludurlar.
Konaklama tesisleri, otobüs, gezilecek yerlerin belirlenmesi, programda değişiklik yapma gibi konularda Turizm Seyahat Acentası ve Tur Operatörleri yetkili ve sorumludur.